Madde bağımlılığı kişide beden ve ruh sağlığını, aile ve sosyal yaşamını bozacak derecede devamlı madde alma isteği ve bu isteği durduramamadır. Bağımlılık kısa süreder oluşur. Zamanla kişiler kullandığı madde üstünde kendi kontrolünü kaybeder ve maddesiz bir yaşam sürememeye başlarlar. Her durumda, her koşulda maddeyi alabilmek için yoğun arzu ve istek duyarlar. Bağımlılık zamanla tölerans geliştirir. Tölerans kişinin kullandığı uyarıcı maddede daha fazla etki alabilmek için aldığı maddenin dozunu arttırması ve zamanının büyük bir bölümünü madde arayarak geçirmeksidir. Maddeye ulaşılamadığı zamanlar ise bedensel ve ruhsal belirtiler oluşur. Bu belirtiler yoksunluk belirtilerdir. Kullanılan maddenin cinsine göre bu belirtilerde değişmektedir.
Madde kullanımı her yaşta, her cinste, her sosyoekonomik düzeyde ve her toplumda görülebilir. Herkes madde kullanımı ve madde arayışı içine girebilir. Fakat buna rağmen kuşak çatışması, toplumsal baskı ve özellikle ergenlik döneminin getirmiş olduğu bunalımlar nedeniyle madde kullanımında en çok ergenler risk altındadır. Her geçen gün madde kullanan kişilerin sayısı artmakta ve kullanma yaşı düşmektedir.
Risk altında bulunan ergenlerin madde kullanımı nedenlerinde ise ilk başta merak duygusu gelir ve bu duygu onları yeni arayışlar içerisine sokar. Bu gençler çoğunlukla madde kullananan arkadaş ortamında bulunur. Bu ortamlarda yaşadıkları arkadaş baskısı ve gruptan kopmama isteği ile ait olduğu gruba kendilerini kanıtlamak ister. Bunun yanında maddeye kolay ulaşılabilirlik, farklı gözükmek, beğeni toplamak, yaşıtlarından aşırı etkilenmek, madde kullanımının başlamasında en büyük etkenlerdir. Bu etkenlerin dışında risk altında bulunan gençlerin aile yapıları da önemlidir. Aşırı koruyucu ya da ilgisiz bir ebeveynin varlığı, aile içi iletişimin eksikliği, parçalanmış ya da boşanmış aileler,ebeveyn kaybı ya da aile içinde madde kullanan bir bireyin varlığı gibi etkilerde madde kullanımını tetikler.
Madde kullanan kişilerin çoğunda aşırı güvensizlik, benlik zayıflığı, kaygı, depresyon durumlarının yaşanması sık görülür. Güvensizliğini, güçsüzlüğünü ve başarısızlığını kapatabilmek ve yaşamış olduğu problemlerden, sıkıntılardan uzaklaşabilmek adına madde kullanımı onun için bir kurtarıcı niteliğindedir. Toplumda sayılan, sevilen, başarılı ve üstün kişi olma isteğiyle çevreden bekledikleri ilgi ve sevgiyi bulamayan kişiler, karşılaştıkları düş kırıklığından uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin yarattığı düşlerle kurtulmaya çalışırlar. Özgürlük ve özerklik kavramını sınırsız olarak değerlendirip, içinde yaşadıkları toplumun yüklediği sorumluluklardan kaçan kimi kişiler madde kullanmayı kendi özgürlüklerinin ve özerkliklerinin bir belirtisi olarak kabul ederler.
Madde kullanımı aile içi ilişkilerin bozulmasına sebep vererek ailelerin parçalanmasına neden olur. Madde kullanan bireylerin iş gücü kayıpları oluşur ya da okul yaşantısı bozulur. Maddeye ulaşabilmek adına aşırı para harcama oluşur. Bilinçsiz mali kararlar vererek ekonomik anlamda kayıplar yaşarlar. Ve bunun yanında toplumsal kurallara karşı gelerek yasal sorunlar yaratabilirler.
Madde kullanımı aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi normal yaşam ve davranışlarından uzaklaştırır. Kişinin algısal kabiliyetlerin bozulmasına, dikkat dağınıklığına, bedensel ve fiziksel belirtilere ve bunlara bağlı bir dizi hastalığa neden olur. Bağımlılığın ilerleyen zamanlarında ise maddenin aşırı doz halinde alınması zehirlenmelere ve bu yolla gerçekleşen ölümlere sebep olmaktadır.
Madde kullandığını şüphelendiğiniz bireylerde dikkat etmeniz gereken belirtiler şunlardır;
Madde kullanan kimi bireylerde bu belirtiler açıkça gözükürken, kimi bireylerde hiç bir belirti olmayabilir. Fakat bazen de yukarıda sayılan bu belirtiler madde kullanımı ile ilgili de olmayabilir. Özellikle anne babalar çocuklarında bir farklılık gördüklerinde bunun ergenlik dönemi gibi diğer sebeplerinden kaynaklandığını dikkate almaksızın bu davranışların doğrudan madde kullanımından kaynaklandığını düşünerek tepkisel tavırlar sergileyebiliyorlar. Bu gibi durumlar anne-baba-çocuk ilişkisini zedeleyebileceği gibi aile içi güven kaybına neden olabillir.
Madde kullandığını anladığınız kişiye olacak olan yaklaşımınız önemlidir. Madde kullanan kişi kesinlikle yargılanmamalı ve eleştirilmemelidir. Madde kullanımının olumsuz etkileri anlatılarak ileride sebep olacak kötü sonuçları anlamasına yardımcı olunmalıdır. Bu kişilere karşı öfke vb. duygularınızı kontrol altında tutmalı ve olaylara duygusal değil, gerçekçi bakış açısıyla yaklaşmalısınız.
Emretmek, yönetmeye kalkmak, ders vermek ya da tehdit etmek yararsızdır. İkna ya da ahlaki açıklamalarda bulunmanın bir faydası yoktur. Bunun yerine maddeyi bırakması için tedavi olmasını ve bir uzmandan yardım almasını vurgulamalısınız.
Kişinin problemlerinin sorumluluğunu ona vermelisiniz. Fakat bu onu yalnız bırakmak demek değildir. Hatası, problemi ne olursa olsun yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Tedavi süreçlerinde ona destek olmalısınız.
Unutulmamalıdır ki bağımlılık tedavisi çok uzun süreçlerde çözüme ulaşan bir hastalıktır. Bunun için sakin ve sabırlı olmaya çalışın. Tedavi süreci önemli olduğu gibi tedavi sonrası süreçte önemlidir. Tedavi ve iyileşme sonrası tedbirler almayı unutmayın. Gerekli tedbirleri almamanız halinde tedaviden bir süre sonra kişi tekrar madde kullanma isteğiyle madde arayışına girebilir. Ve bu gibi durumlarda bağımlılık tekrar başlayabilir.
Psikolog Gökçe Nuhpaşaoğlu